Yönetici Özeti:
• Covid-19 krizi küresel ekonomik dengenin Asya'ya kaymasını hızlandırabilir. Dünyanın ekonomik ağırlık merkezini (DEAM) hesapladık ve 2002'den beri Asya'ya doğru bir kayma olduğunu gördük. Asya-Pasifik bölgesinin Covid-19 krizi sonrası daha erken toparlanmaya başlaması ileride bu kayma hızının önceden öngörülenden 1,4 kat daha hızlı olabileceğini gösteriyor. 2030'a kadar, DEAM'ın; Çin, Hindistan ve Pakistan'ın birleşim yerine yakın bir bölgeye yerleşebileceğini görüyoruz. Halbuki bu merkez, 2007 yılına kadar Atlantik Okyanus’unda yer alıyordu.
• Çin, Covid-19 sonrası dünyada göreceli olarak kazanan durumunda ve GSYH'si gelişmiş ekonomilere göre ve kriz öncesi izlediği uzun vadeli büyüme eğrisine kıyasla iki yıl önde gidiyor. Çin, Covid-19 şokundan dünyanın geri kalanından daha önce çıktı ve yetkililer şimdiden uzun vadeli planlar yapıyor. Nitekim, 2019 yılı sonunda Çin ile ABD’nin GSYH’lerinin 2032 yılında eşitlenmesini bekliyorduk ama artık bunun 2030 yılında gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
• Buna ek olarak serbest ticaret anlaşmaları, Asya-Pasifik ticaret entegrasyonunun güçlenmesine yardımcı olacaktır. Bölge içi ticaret, bölgenin toplam ticaretinin büyük bir bölümünü oluşturuyor (2010'larda ortalama %74) ve ekonomiler arası ticaretteki görece yüksek tamamlayıcılık, bu durumun muhtemelen devam edeceğini gösteriyor. Yakın zamanda imzalanan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık, bölgede ticari entegrasyonun güçlenmeye devam edeceğinin önemli bir işareti.
• Bölgesel ticari entegrasyonun artmasından en çok hangi ülkeler faydalanacak? Çin, Güney Kore, Singapur ve Japonya. Bölgedeki; ihracat uzmanlığı ve rekabet gücü ile ticaret tamamlayıcılığına bakıldığında; Çin, Güney Kore, Singapur ve Japonya'dan yapılan ihracatın özellikle rekabetçi ve bölgenin geri kalanıyla tamamlayıcı olduğunu görüyoruz. Çin ve Japonya, küresel olarak en çok ticaret yapılan sektörlerde belirgin şekilde daha yüksek rekabet gücüne sahip.
• Bunun politikayı belirleyenler ve şirketler için anlamı ne? Küresel ekonominin ağırlık merkezinin ve özellikle ABD-Çin rekabetindeki dengelerin kademeli olarak değiştiği bu süreçte, politika yapıcılar ve şirketler bu süreçten olumsuz şekilde etkilenmeden çıkmanın yolunu bulmak için çabalayacak. Pek çok ekonomi (örneğin AB) Asya ile ticari bir strateji belirlerken ABD ile ittifakı korumaya çalışacak. Asya-Pasifik'teki ticaret anlaşmaların standartları bazen daha az kısıtlayıcı olduğundan, şirketlerin de bölgeler arasında potansiyel olarak farklılık gösteren rekabet ortamlarına dikkat etmesi gerekecek. Sektörel olarak bakıldığında, mekanik cihazlar ve elektrikli ekipmanlar sektöründe Asya’da daha fazla ticaret ve yatırım entegrasyonu bekliyoruz.