Yönetici Özeti

Resesyon büyük ölçüde önlendi. 2024 yılı başında küresel ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlamanın dip noktasını görmeyi ve ardından 2024-25 döneminde büyümenin trendin altında kalarak devam etmesini bekliyoruz. Tüketici talebi, olumsuz servet etkileri ve artan ihtiyati tasarruflar nedeniyle zayıf kalabilir. İmalat sektöründe devam eden stok eritme süreci nedeniyle küresel ticaret son iki yılın en düşük seviyesine geriledi. 2023 yılında yüzde 0,6 küçülen küresel ticaretin 2024 yılında yüzde 3,3 gibi  sınırlı bir büyümeyle resesyondan çıkacağını öngörüyoruz. Genel olarak bakıldığında, 2024 yılında ABD’de GSYİH’nin yüzde 1,1 artmasını bekliyoruz. Bu, ABD için 2009 yılından bu yana kaydedilen en düşük büyüme olacak. 2025 yılında ise büyüme biraz daha hızlanarak yüzde 1,7’ye çıkacak. Almanya ve Fransa’nın GSYİH büyüme oranlarının da 2024 yılında sadece yüzde 0,7 olmasını bekliyoruz. 2025'te ise her iki ülke için büyüme hızı yüzde1,6'ya çıkacak. Çin'de de büyüme yavaşlıyor. 2024 yılında yüzde 4,7’ye gerileyecek büyümenin 2025 yılında yüzde 4,2'ye ineceğini tahmin ediyoruz. Büyümenin pandemi öncesi seviyelerin altına düşecek, gelişmekte olan ülkelerde de 2024 ve 2025 yıllarında büyümenin yavaşlayarak sırasıyla yüzde4 ve yüzde 3,9 olarak gerçekleşecek.

Enflasyon büyük ölçüde kontrol altına alınmış olsa da faizlerde düşüş yavaş ve kademeli olacak. Küresel enflasyonun 2024 yılında 2023 seviyesinden -2 puan düşerek yüzde 4,3'e gerilemesini ve 2025 yılında yüzde 3'ün üzerinde kalmasını bekliyoruz. Kısa vadede, başta enerji olmak üzere emtia fiyatları enflasyonda dalgalanmalara neden olacak. Ayrıca, ücretlerde arayı kapama artışlarının başlaması, özellikle Almanya ve Birleşik Krallık'ta şirket kârlılıklarını olumsuz etkileyecek ancak yavaş büyüme göz önüne alındığında bir sarmal söz konusu olmayacak. Son olarak, ABD doları önümüzdeki altı ay güçlü kalmaya devam ederek diğer para birimleri üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturacak. Dolayısıyla  başlıca ekonomiler faiz oranlarının indirilmesi konusunda yavaş ve ihtiyatlı davranacak. Kasım 2023’te, son bir faiz artışına giderek, gösterge oranını yüzde 5,75’e çıkaracak olan Fed’in, 2024 yazında faiz indirimlerine başlaması tüm dünya genelinde faiz indirimlerine start verecek. 2024 boyunca Fed’in toplam 100 bp indirime gitmesini bekliyoruz.  AMB (Avrupa Merkez Bankası) ve BoE (İngiltere Merkez Bankası) ise indirimlere Eylül 2024'te başlayacak ve yıl boyunca 50 baz puanlık indirime gidecek.

Siyasi açıdan yoğun bir yılda  toksik politika karışımı. Parasal duruş, reel faiz oranlarını 2006 yılından bu yana görülen en yüksek seviyelerde tutmaya devam edecek. Reel faiz oranlarının bu kadar yüksek olacağı dönemde mali konsolidasyon da başlayacak ancak, büyük olasılıkla geçmiş kemer sıkma dönemlerine kıyasla ılımlı kalacak. Zira, önümüzdeki yılın ajandası siyasi olarak oldukça yoğun. Küresel GSYİH'nin yüzde 75'ini temsil eden ülkeler sandık başına gidiyor. ABD, AB, Tayvan, İngiltere, Meksika, Güney Afrika, Türkiye bunlardan sadece birkaçı. Şirketleri; talebin azaldığı, maliyetlerin arttığı ama fiyatlandırma güçlerinin zayıfladığı, dolayısıyla da kârlılıkların daralacağı zorlu bir dönem bekliyor. Kısa vadeli varlıklara yatırım yaparak faiz yüklerinin bir kısmını dengeleyebilmiş olsalar da nakit rezervleri artık hızla tükeniyor. Özellikle Avrupa'da birçok şirket, Covid sonrası 2024-25 sonlarında ödenmesi gereken ciddi borç geri ödemelerine hazırlanıyor. Ticari iflasların 2023 yılında yüzde11 ve 2024 yılında en az yüzde 7 artması ve Batı Avrupa'nın da iflaslara küresel eğilimi sürükleyici ölçüde katkı sağlaması bekleniyor.

Sermaye piyasaları: mikro ve makro veriler arasında karar mekanizmalarını zorlayıcı seçimler. Sermaye piyasaları makroekonomik ve mikroekonomik güçler arasındaki çekişme ile boğuşmaya devam ediyor. Yatırımcılar; ekonomik yavaşlamayı, politika kararlarını yani daha uzun süre daha yüksek faiz oranlarını ve genel ekonomik manzarayı çevreleyen belirsizlik konusunda hâlâ tetikte. Artan makroekonomik belirsizliğe rağmen, yatırımcılar, şirketlerin finansal temellerinin makroekonomik ivme toparlanana kadar direnç göstereceğine dair güçlü bir inançla, paralarını şirketlerin bilanço dayanıklılığı argümanına yatırmaya devam ediyor. Getiri eğrisinin uzun ucunda, politika faizlerinin zirveye ulaşmasıyla birlikte, yukarı yönlü hareketler için çok az alan kalmış görünüyor. Ancak, 2024 yılında daha az elverişli görünen arz-talep tablosu, aşağı yönlü büyük hareketleri de sınırlıyor. Sonuç olarak, yıl sonuna kadar yatay işlemlerin aynı şekilde seyretmesini, 2024 ve 2025 yıllarında ise ürkek bir düşüş eğiliminde olmasını  bekliyoruz (UST 10y 2025'te yüzde 3,6'da). Hisse senetleri piyasası için, dayanıklı temeller argümanına ve bunun bir şekilde devam edeceğine inanıyoruz: Önümüzdeki üç yıl için yıllık ~%7 ila 10 civarında pozitif toplam getiri öngörüyoruz. Benzer bir hikâye kurumsal krediler için de geçerli: Hem kurumsal bilanço dayanıklılığı hem de yüksek finansman maliyetlerinin sınırlı geçiş etkisi yatırımcı iştahını kaçırmadığıiçin bazı kısa vadeli dalgalanmalara rağmen kredi riski sınırlı olacaktır. Gelişmekte olan piyasa varlıkları için faiz arbitrajı  güçlü ve cazip kalmaya devam edecektir. Ancak hangi ülkelerin seçileceği performansı etkileyen kilit faktör olmaya devam edecektir.

Ludovic Subran
Allianz SE
Jordi Basco-Carrera
Allianz SE
Jasmin Gröschl
Allianz SE

Maxime Lemerle 

Allianz Trade

Maddalena Martini

Allianz SE

Maxime Darmet
Allianz Trade
Bjoern Griesbach
Allianz SE
Maria Latorre
Allianz Trade
Manfred Stamer
Allianz Trade
Ano Kuhanathan
Allianz Trade
Pablo Espinosa-Uriel
Allianz SE

Roberta Fortes

Allianz Trade

Luca Moneta

Allianz Trade

Nikhil Sebastian

Allianz Trade