Covid-19 CFOları 3 farklı yönden etkiledi

Mart 2020’den beri haberlerde sayısız kez kullanılmış bir söylem olabilir ama gerçekten de 'benzeri görülmemiş' bir dönemden geçiyoruz. Küresel Covid-19 salgınıyla birlikte, işletmeler ve bireyler, hükümetlerin karantina önlemleri ve sosyal mesafe uygulamalarına uygun yeni çalışma yöntemlerine uyum sağlamak zorunda kaldı.  

Liderler, krizi günlük olarak yönetmenin yanı sıra şirketleri nasıl ileriye taşıyacaklarını tam olarak yeniden değerlendirmek zorunda kaldı. CFO'lar ile finans departmanları da bu süreçte kritik bir rol oynayacak.  

Şubat 2020'de, iş dünyasının o dönemki durumunu ve geleceğe dair görüşlerini ele almak için Batı Avrupa'daki kuruluşlardan 847 kıdemli finansal karar vericiyle anket yaptık. Bu sırada, Covid-19'un bu kadar kısa sürede yaşama ve çalışma şeklimizi nasıl değiştireceğini bilmiyorduk.

Ancak, bu salgın bize beklenmedik bir fırsat sundu. Mayıs ayında ikinci bir anket yaparak finans liderlerinin Covid-19'dan önceki tutumlarının, salgının başlamasından aylar sonra nasıl değiştiğini doğrudan karşılaştırabildik.

Anketimizden derlediğimiz 2020 yılı raporumuz “Yarının Finans Liderleri”ne buradan ulaşabilirsiniz.

 

Formu Doldurun

   

CFO beklentilerine genel bir bakış

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Covid-19'u 11 Mart'ta resmen bir salgın olarak ilan ettiğinden beri birçok medya raporu salgının iş dünyasının güveni üzerine etkilerini inceledi. İş liderlerinin beklentilerinde genel olarak salgın öncesine göre kötüleşme olması hiç de şaşırtıcı değil.

Bununla birlikte anketimiz, belirsizlikler bakımından bariz bir artışa işaret etse de, birçok CFO'nun; işletmeleri, işletmelerindeki kişisel rolleri ve finans fonksiyonunu yeni normalde yönetme yetenekleri hakkında iyimser kaldığını da gösterdi.

Bunun bir nedeni, salgının ilk birkaç ay içinde CFO'ların geleceğin nasıl göründüğü hakkında pek bir fikirleri olmaması olabilir. Ancak, Haziran 2020'de yayınlanan bir raporda, CFO'ların sadece %4'ü krizin etkisinin değerlendirilmesinin hâlâ zor olduğunu söyledi – yani önündeki yolu daha iyi görebildiğini belirtti.   

Bunu göz önünde bulundurarak ve Covid merceğinden bakarak CFO'ların anketimize verdiği yanıtlardan derlediğimiz üç temel gözlemi şöyle sıralayabiliriz.

Güven ve iyimserlik devam ediyor

2020'ye girdiğimizde finans liderleri, Brexit gibi sorunların yol açtığı ekonomik çalkantılar karşısında bile önümüzdeki yıl hakkında kendinden emin hissediyordu. Anketimize göre, satışlar ve kârlar konusunda net bir iyimserlik vardı – Finans liderlerinin %67’si ve %69'u sırasıyla satışlarda ve kârlılıkta iyileşme bekliyordu.  

Anket ikinci kez gerçekleştirildiğinde satışlar ve kârlılığa ait bu oranlar %52 ve %48’e geriledi. Olaya sadece nominal rakamlar olarak bakıldığında yüzdelerdeki düşüşler iyimserlikte bir gerileme olmuş gibi yorumlanabilecek olsa da, iş koşullarını bu denli etkileyen emsali görülmemiş böyle bir olay karşısında iyimser kalan kesim yüzdesinin yine de yüksek olduğu söylenebilir.

Şubat 2020’de gerçekleştirilen anket sırasında işletmelerine yönelik hissettikleri güçlü ticari güven finansal liderlerinin kişisel olarak da güçlü olumlu hissiyatlarına yansımıştı. Gelecek yıl içindeki rolleri hakkında nasıl hissettikleri sorulduğunda, en çok kullanılan iki ifade ‘kendinden emin’ (%50) ve ‘iyimser’ (%48) olmuştu.

İkinci ankette, ‘kendinden emin’ ve ‘iyimser’ ifadelerinin kullanımı sırasıyla %36 ve %42'ye geriledi. Öte yandan, 'stresli' veya 'korkmuş' hissedenlerde belirgin bir artış oldu. Bununla birlikte, ‘kendinden emin’ ve ‘iyimser’ hissedenlerin oranları hâlâ diğer türlü hissedenlerin hepsinden daha yüksek kalmaya devam etti – ki bu da CFO’ların dayanıklılığının açık bir göstergesidir.

Grafik 1: Finans liderleri gelecek yıl konusunda ne hissediyor?

Salgından sonra iyimserliklerinin temel nedenleri sorulduğunda, finans liderleri; teknolojideki gelişmelerden (aşağıya bakınız), yeni fırsatların ortaya çıkmasından ve hepsinden önemlisi işlerin yakında normale döneceği beklentilerinden bahsetti.

Krizin anlık en kötü halinin atlatılması ve Covid-19'un etkileri hakkında daha net bir hissin oluşmasıyla CFO’ların arasında, krizden önce varolan iyimserlik gerekçelerinin yeniden ortaya çıkacağına dair yaygın bir inanç vardı.

Teknoloji, iyimserliğin temel itici gücü

Covid-19 öncesinde finans liderleri arasında iyimserlik yaratan kilit faktörlerden biri de yeni teknolojilerdi.

Şubat ayında çeşitli eğilimlerin işletmeleri üzerindeki etkisi sorulduğunda (finansmana erişim, ekonomik büyüme ve küresel ticaret dahil) finans liderlerinin %78’si “yeni teknolojilerin” işlerini geçtiğimiz sene olumlu etkilediğini dile getirdi ve bu da “yeni teknolojileri” söz konusu eğilimler arasında birinci sıraya taşıdı.

Aynı zamanda, katılımcıların %73’ü yeni teknolojilerin potansiyel etkileri konusunda heyecanlı olduğunu belirtti - Mayıs ayında yeniden anket yaptığımızda bu oran %75'e yükseldi.     

Pandemi sırasında teknolojinin rolü çok kritikti – sadece uzaktan çalışma şartlarına doğru kayılmasından dolayı değil. Süreç otomasyonu da dahil olmak üzere operasyonlarını kolaylaştırmak için teknolojiye yatırım yapmış olan finans bölümleri büyük ihtimalle karantina önlemleri sırasında daha az sorun yaşadı.    

Yeni teknolojilere yapılan yatırımların kararlı bir şekilde devam etmesi bu alana duyulan heyecanın da bir göstergesi. Covid-19 öncesi işletmelerinin daha fazla borç bulabilmesi veya kaynak yaratabilmesi durumunda neye yatırım yapmayı tercih edecekleri sorulduğunda finans liderlerinin %22’si dijital teknolojinin ilk yatırım alanı olacağını belirtti.

Salgının yayılmasından sonra bile, katılımcıların %21'i dijital teknolojiye yatırım yapmanın bir numaralı öncelikleri olacağını söyledi – onun önüne sadece katılımcıların %30’unun öncelikli yatırım olarak gördüğü “işletme sermayesi” geçebildi ki mevcut süreçteki hayatta kalma ihtiyacı göz önüne alındığında, bu anlaşılabilir bir durum.

Teknolojiye yatırımın istikrarlı bir şekilde aynı kalması, onun, orta/uzun vadede, özellikle de Covid sonrası operasyonların işleyişi yeniden keşfedilirken işletmelerin en büyük yatırım önceliği olmaya geri döneceğini gösteriyor.

Esneklik ve Uyum Sağlayabilme, eskisinden daha önemli CFO becerileri

Salgından önce, CFO'nun geleneksel rolü zaten değişiyordu. CFO’lar teknik becerilerini strateji ve yenilikle dengelemeye başlamıştı. CFO'lar yeni normalde ilerledikçe, kurumlarına kendinden emin bir şekilde liderlik edebilmek için bu yeteneklerini daha da geliştirecek.

Salgından önce finans liderlerine mesleklerinde gerekli olan en önemli teknik olmayan becerilerin ne olduğunu sorduğumuzda, ‘esneklik’ ve ‘uyum yeteneği’ en üst sırada yer aldı – ‘ayrıntı odaklı’ ve ‘akademik birikim’ gibi daha geleneksel alanların da önünde.  

Bu özellikler, finans liderlerinin, işlerini yönlendirmeye çalıştıkları mevcut belirsizlik içinde daha hayati hale geldi ve Covid-19 öncesi ile karşılaştırıldığında esneklik ve uyum yeteneği diğer özelliklere oranla çok daha fazla önem kazandı.

Grafik 2: Başarılı bir finans lideri olmak için en çok gereken 3 kritik beceri

 

Önümüzdeki yol nereye gidiyor

Salgının yarattığı anlaşılabilir belirsizliğine rağmen, Covid-19'dan önce bir zaman olduğu gibi onun sonrasında da bir zaman olacağını hatırlamak önemli.

Birçok şirketi hâlâ zor zamanlar bekliyor olsa da, kriz sona erdiğinde, finans liderleri arasında kriz öncesinde güveni ve iyimserliği artıran temel faktörlerin yeniden ön plana çıkacağına dair baskın bir his var.

Allianz Trade Kuzey Amerika, Mali ve İdari İşler Şefi Louise Jordan’ın da söylediği gibi: “CFO'lar krizden kaynaklanan esneklik ve yaratıcılık konusunda iyimser olmalı. Önümüzdeki birkaç ay içinde ekonomik faaliyetler yeniden devreye girecek ve krizden önce görmediğimiz birçok yeni ürün ve hizmetle karşılaşacağız. Aynı zamanda, çalışanlar daha akıllı yeni çalışma yöntemleri bulacak. Bunların bir araya gelmesi, kriz öncesine göre, daha güçlü, daha verimli bir iş modeli ortaya çıkaracak.”

  

Formu Doldurun