Borç, ekonomi güçlü olduğunda şirketlere büyüme ve genişleme olanağı tanıyan faydalı bir araçtır. Ancak ekonomik çalkantı dönemlerinde, özellikle işlerini finanse etmek için borca aşırı bağımlı olan şirketler savunmasız kalmaktadır. Faiz oranları arttıkça, borca yapılan ödemeler zorlaşabilir ve bu da işletmeler için zorluk arz edebilir.
Bu nedenle, büyük nakit dengesine ve düşük borç profiline sahip olan şirketler, ekonomik krizleri atlatabilmek için güçlü bir konumda bulunmaktadır. Daha büyük esneklikleri sayesinde, kayıpları veya düşük kazançları daha kolay tolere edebilirler.
Ancak bunun da ötesinde, her şirket ekonomik fırtınaları atlatmak için aşağıda sıraladığımız bazı önlemleri alabilirler:
- Sermaye yapısının güçlendirildiğinden emin olun!
Şirketler borç pozisyonlarını dikkate almalıdır. Borç pozisyonlarını ele alırken; borç vadesi, söz konusu borcun faiz oranları, refinansman maliyetleri ve tüm bu faktörlerin işin geleceğini nasıl etkileyebileceği gibi bir dizi unsuru gözden geçirmelidir.
En önemlisi, bu değerlendirmenin uzun vadeli bir perspektifle yapılması ve yalnızca yakın döneme odaklanılmaması gerekmektedir. Bu, finansal strateji ve gelecek planlaması açısından kritik bir unsurdur. Şirketler, borçlanma kararlarını alırken sadece mevcut durumu değil, aynı zamanda gelecekteki finansal zorlukları da göz önünde bulundurmalıdır. Uzun vadeli bir perspektif, şirketin sürdürülebilir büyüme ve mali tutarlılık sağlaması için önemlidir.
- Girdi maliyetlerini azaltın!
Girdi maliyetleri, bir ürün veya hizmet oluşturmak için yapılan maliyetleri içeren üretim ve taşıma gibi bir dizi maliyet setidir. Eğer bunlar satışlardan daha hızlı bir şekilde artıyorsa, bu doğrudan şirketin marjlarına etki edecektir. Peki, ne yapılması gerekmektedir? Cevap, çeşitlendirme.
- İşletmeler aşağıda sıraladığımız bu 3 soruyu unutmamalıdır:
- Girdilerimiz sadece bir şirketten mi geliyor?
- Tedarikçileri birden çok yerden mi alıyoruz?
- Yerel tedarikçilerle mi çalışıyoruz yoksa küresel kaynaklardan mı tedarik sağlayabiliriz?
- Fırsatlara dikkat gösterin!
Bazı şirketler için çelik gibi malları, fiyatlar düşükken büyük miktarlarda satın almak, fırsat yaratan bir hamle olabilir. Ancak buradaki çelişki şu ki; fiyatların ne zaman dip yaptığını sonradan anlayabiliyoruz. Yine de bu stratejinin kullanılması girdi maliyetlerini yönetmede etkili olabilir. Bir malın gelecekteki fiyatı konusunda eğitimli ve bilinçli olmak, fırsatları yakalamanız konusunda sizi öne çıkarabilir!
- Alıcılarınızın mali durumlarını takip edin!
İşletmeler, alıcılarının zor zamanlarda ayakta kalabilmeleri için yeterli çalışma sermayesi ve/veya likiditeye sahip olup olmadıklarını değerlendirmek amacıyla müşterilerini detaylıca tanımalıdır. Bu, müşterilerin düzenli olarak güncellenen mali tablolarına erişim sağlamayı; potansiyel likidite darboğazlarına neden olabilecek bankacılık pozisyonları ve anlaşmalara ait şartları anlamayı içermektedir. Aynı zamanda, işletmelerin işletme sermayesini etkileyebilecek herhangi bir borç vadesini de yakından takip etmeleri önemlidir. Bu bilgiler, işletmelerin güçlü müşteri ilişkisi yönetimi ve mali riskleri etkili bir şekilde değerlendirme konusundaki stratejilerini destekler.
Değişken koşullar altında risk yönetimini değerlendirdiğimiz, borç durumunda dikkat edilmesi gereken detayları paylaştığımız ve 2024 yılına dair ipuçları verdiğimiz yazımızın ardından daha fazlasını keşfetmek için “İhracat Sigortası ve Riskte Temel İçgörüler” yazımızı okuyun.