Bu yıl dünyanın yarısında iflaslarda çift haneli artışlar bekliyoruz. Yılbaşından bu yana, küresel ticari iflaslar halihazırda %9 oranında arttı ve iflaslardaki bu artışın coğrafi ve sektörler arası dağılımı geniş tabanlı. Ülkelerin üçte ikisinde, özellikle Birleşik Krallık ve Fransa’da, iflas seviyelerinin pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıkacağı tahmin ediliyor. Küresel İflas Endeksimiz 2024'te %11 oranında artacak ve yıl sonunda 2016-2019 ortalamasının %10 ila %15 üzerinde olacak. Ancak, 2008-2009 Küresel Mali Kriz dönemine göre ise %11 daha düşük olacak. Bu toparlanma, özellikle de yapılandırma süreçleri ertelendiği için, pandemi ve enerji krizi sırasında uygulanan destek önlemleri sayesinde iflasları –– ertelenmiş olan şirketlerin iflaslarındaki artışa da bağlı. İnşaat, perakende ve hizmetler hem şirket sayısı hem de iflas eden şirketlerin büyüklüğü açısından iflasların en çok yaşandığı sektörler. 2024 yılının ikinci çeyreğinde, Batı Avrupa'nın başı çektiği büyük ölçekli iflaslarda yani 50 milyon € üzeri cirosu olan şirketlerin iflaslarında, pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıkan yeni bir rekorla artış trendi başladı. 

Yavaşlayan büyüme, kalıcı jeopolitik sürtüşmeler ve finansman koşullarında rahatlamanın beklenenden daha geç gelecek olması, şirket iflaslarının 2025 yılında %2 oranında artmaya devam etmesine neden olacak ve iflas seviyeleri ancak 2026 yılında yüksek seviyelerde istikrara kavuşacak. ABD'de, iflasların toplam 27.800 şirket sayısı ile 2025 yılında %12 artmasını ve 2026 yılında %4 azalmasını bekliyoruz. Almanya'da işletme iflasları %4 artışla 23.000 şirkete ulaşacak, ardından 2026'da %4 düşüş sergileyecek. Fransa ve Birleşik Krallık'ta iflas sayısının %6'lık bir düşüşle 2025 yılında biraz azalacağını ve 2026 yılında önce %3 ve sonrasında %4'lük düşüş ile azalmanın devam edeceğini öngörüyoruz. Diğer yandan İtalya'da iflaslar 2025’de %4 ve 2026’da %3 oranında büyüyerek artmaya devam edecek. BU artışlarla da 2025 yılında yaklaşık 9.700 vakaya ulaşacak. Çin'de ise düşük seviyede olan ticari iflaslar sonucu 2025 yılında yüzde 5 artış ile 6.850 şirketi bulurken, 2026 yılında ise %6 oranında artacak.

İflaslardaki bu artış nedeniyle, 2025 yılında yalnızca Avrupa ve Kuzey Amerika'da 1,6 milyonun üzerinde iş riske girebilir. Bu rakama hemen likidasyon sürecine giren şirketler (%65 oranında) ve yeniden yapılandırma sürecinde işten çıkarılan kişilerin payını (%35 civarında) baz alarak ulaşıyoruz. İşsizlik riskiyle karşı karşıya olan başlıca sektörler inşaat, perakende ve hizmet sektörleri olarak öne çıkıyor. İş kaybetme riskiyle karşı karşıya olanların oranı, Avrupa ve ABD'deki toplam işsizliğin yaklaşık %8'le son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşabileceği anlamına geliyor.

Düşük faiz oranları şirketler için sihirli bir değnek değil. Bunun şirketlere sağlayacağı rahatlama çok sınırlı olacak ve en olumlu etkileri de ancak 2025 yılı sonunda hissedilecek. Eylül 2025'te gösterge faiz oranlarında 2 puana yakın kümülatif bir düşüşle sona erecek olan mevcut gevşeme döngüsünün, 2024-2026 döneminde iflaslarda 4 puanlık bir azalmaya yol açacağını tespit ettik.  Bu durum özellikle şirketlerin kar marjlarını koruyabildiği ülkeler için geçerli. Faizlerde bu oranda bir düşüş Almanya için marjlarda 2 puan, Fransa için 4 puan, İngiltere için 3 puan ve ABD için 2,8 puana varan bir iyileşme sağlayacaktır. Bu durumdan en fazla fayda görecek sektörler; hanehalkı ekipmanı, bilgisayar, otomotiv ve inşaat gibi yüksek kaldıraçlı sektörler. Ancak iflas ve alacakları tahsil edememe riskleri devam edecek. Şirketler halihazırda zaten çoktan borçlarını azaltmaya ve yüksek faiz oranlarına uyum sağlamaya başladı. Yani, gevşeme döngüsü finansal zorluklara tam olarak bir çare olmayabilir; örneğin ABD'de iflaslarda yaşanacak genel artışı azaltmaya ya da Fransa'da iflaslardaki düşüşü hızlandırmaya etkisi çok az olacaktır. Ayrıca, önümüzdeki birkaç yıl içinde vadesi dolacak önemli miktarda kurumsal borç bulunuyor; bunların yaklaşık üçte biri vadesi 2026 yılına kadar dolacak olan düşük kaliteli borçlar (yani yüksek getirili olarak derecelendirilmiş veya derecelendirilmemiş). Borç oranı yüksek olan sektörler giderek daha çok baskı altına girecek ve ticari iflasların yüksek seviyelerde kalmaya devam etmesine neden olacak.

Tam raporu indirin

Allianz Trade uzmanları tarafından hazırlanan son küresel ekonomik görünüm raporumuzda, 2024-2026 yılları arasında çok da yüksek olmayan bir büyüme beklentisi hakim!

 

 İnşaat sektörü, son yıllarda karşılaştığı zorlukların ardından şimdi yeni bir döneme girmeye hazırlanıyor. Kalıcı enflasyon, yüksek faiz oranları ve konut talebindeki düşüş gibi konjonktürel engellere rağmen olumlu işaretler belirmeye başladı!
allianz trade yurtiçi ve ihracat alacak yönetimi

Allianz Trade olarak ticari alacak sigortasında dünya lideri ve kefalet sigortasında önde gelen iş ortağıyız. Ticari istihbarat gücümüzle, şirketlerin ticari ve kredi risklerini bugünden öngörerek nakit akışlarını koruyor ve sürdürülebilir şekilde, güvenle ticaret yapmalarını sağlıyoruz. Dünya genelinde farklı sektörlerden gelen şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için sigorta, teminat ve garanti gibi çeşitli finansal ürünler ve hizmetler sunuyoruz. Şirketlerin bir yandan güvenle ticaret yaparken bir yandan da yeni pazarlara açılmalarında onlara rehberlik ediyor, yol gösterici oluyoruz. Bu iş ortaklığı sayesinde, firmalar kredibilite değerlendirmesi başta olmak üzere; fatura ödenmeme riskinin bertaraf edilmesi, olası hasar durumlarında tahsilat ve yasal takip süreçleri gibi hizmetlerimizden yararlanabiliyor.

Küresel ticarette güven duyulan bir şirket olarak, işletmelere ve ülke ekonomisine  sürdürülebilir bir büyüme sağlama konusunda kritik bir rol üstleniyoruz. Allianz Trade olarak alacak tahsilatı konusundaki yetkinliğimiz, hizmet ağımız ve ticari alacak sigortası sayesinde  şirketlerin ticaret yaptıkları her alanda bir adım önde olmalarını sağlıyoruz. 83 milyondan fazla şirketin finansal takibini gerçekleştiriyor, 70 binden fazla müşterilerimizden gelen günlük 22 bin limit talebine cevap veriyoruz. Risk Veri Tabanı ve teknolojik altyapımızla desteklenen güçlü erken uyarı sistemimiz sayesinde detaylı bir risk yönetimi sunuyoruz.  Şirketlerin ticaret yapacakları potansiyel müşterilerinin risk analizini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirirken, sigortalanmış faturalarla kesintisiz, istikrarlı nakit akışı sağlıyoruz.