Yönetici Özeti
2023 yılında ticari iflaslarda beklediğimiz gibi yüksek hızlı ve geniş tabanlı bir artış kaydedildi; 2024 yılı çoğu gelişmiş ekonomide, iflasların salgın öncesi seviyelerin üzerine tırmanmasıyla başladı. 2023 yılında dört ülkeden üçünde ticari iflasların sayısı arttı ve çoğu ülkede çift haneli artış kaydedildi. Küresel olarak, ticari iflaslardaki ortalama artış 2022 yılında yüzde 23'ten 2023 yılında yüzde 29'a yükselerek 2009'da yüzde 33olan orandan bu yana en hızlı ivmeyi yakaladı. Başta Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin gibi BRICS ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan piyasalar bu artışa istisna oluşturdu. Söz konusu ülkeler küresel GSYH'nin (yüzde 30) ve dolayısıyla küresel iflas endeksimizin (yüzde 38) kayda değer bir payını oluşturduğu için manşet göstergemizdeki yıllık artışı da aşağıya çekti. Genel olarak, küresel iflas endeksimiz 2022 yılında yüzde 1 iken 2023 yılının tamamı için yıllık yüzde 7 artış gösterdi. İflas artışlarında yıllık yüzde 15 gibi hafif bir yavaşlama olmasına rağmen Batı Avrupa, Euro Bölgesi düzeyinde yüzde 14’lük istikrarlı bir ivme ile – ticari iflaslardaki küresel artışa önemli katkıda bulunmaya devam etti. ABD'de iflaslardaki yıllık yüzde 47 gibi büyük artışla Kuzey Amerika'da küresel iflas artışlarını destekledi. Diğer yandan, Çin'de uzun süredir iflasların düşük seyretmesi, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Hong Kong ve Yeni Zelanda gibi diğer Asya ülkelerinin çoğunda gözlemlenen iflaslardaki artışı dengeledi.
İleriye baktığımızda, 2024 yılında küresel ticari iflasların yıllık yüzde 9 gibi bir artışla bir kez daha hızlanmasını (), 2025 yılında ise yüksek bir seviyede yataya geçmesini bekliyoruz. Beş ülkeden dördünde ticari iflaslar 2024 yılında yıllık ortalama yüzde 12 artacak () ve en büyük artışlar yıllık yüzde 28 ile ABD, yüzde 28 ile İspanya ve yüzde 31 ile Hollanda'da görülecek. Küresel olarak 2023 yılında ülkelerin yarısı salgın öncesi iflas seviyelerine yani 2016-2019 ortalamasına ulaşmıştı. 2024 yılında göreceğimiz geniş tabanlı artışla üç ülkeden ikisinde iflaslar salgın öncesi seviyelerin üzerine çıkaracaktır. Ancak 2025 yılında, Küresel İflas Endeksimizin istikrara kavuşmasını ve ülkelerin çoğunda trendin tersine dönmesini bekliyoruz. Bu oran ilgili ülkeler için basit ortalamada yıllık yüzde 9 olacaktır. En belirgin düşüşler, özellikle 2021-2024 yılları arasında iflaslarda güçlü bir artış yaşayan ve tarihi zirvelere ulaşan Avrupa ülkelerinde görülebilir.
2024 yılını özellikle de Avrupa'daki şirketler ve ekonomiler için bir gerçeklik kontrolü yılı haline getirecek beş ana zorluk belirledik:
- Gerçeklik kontrolü #1: Kâr marjları sıkışmaya başlayacak. 2025 yılında gerçekleşmesi beklenen küresel ekonomik toparlanma firmaların rahatlamasını sağlayacak olsa da öncesinde firmalar küresel talepteki yavaşlamayla yüzleşmek zorunda kalacak. Enerji fiyatlarının çok az rahatladığı, devam eden ücret artışı ve örneğin Kızıldeniz, Panama kanalı gibi süregelen tedarik zinciri baskılarıyla işletme maliyetlerinin hâlâ yüksek olduğu bir dönemde, ABD, Euro Bölgesi ve Çin de dahil olmak üzere gelişmekte olan piyasalarda trendin altındaki GSYH büyümesi kârlılık üzerindeki baskıyı artıracak. Şubat ortası itibariyle, analistler 2024 yılının tamamı için hisse başına kazanç (HBK) tahminlerini küresel olarak 0,7 puan aşağı çekerken, 0.7 puan ile Avrupa ve 0,8 puan ile ABD için de benzer revizyonlar yaptı.
- Gerçeklik kontrolü #2: Jeopolitik gelişmelerden ödeme alamama riskine kadar birçok konuda belirsizlik artıyor. Son yıllarda yaşanan bir dizi şokun ardından, 2024 yılında da küresel GSYH'nin yüzde 60'ını oluşturan ülkelerin sandık başına gitmesiyle seçim takvimi ekonomik belirsizliği artıracak. Bu durum, işletmelerin operasyonel faaliyetlerine farklı kanallardan karmaşıklık ve risk katmanları ekliyor. Bir yandan firmaların isabetli öngörülerde bulunmalarını ve doğru iş planları yapmalarını zorlaştırırken diğer yandan hammadde ve döviz kuru gibi girdi maliyetlerinde dalgalanma yaratarak firmaların tedarik zincirlerini ve bütçeleme süreçlerini etkin bir şekilde yönetmelerini zorlaştırıyor. Ayrıca, firmalara birçok alanda uyum sağlaması için getirilen düzenlemelerde de artış var ve söz konusu uyum süreçleri maliyetli ek çabaları da beraberinde getiriyor. “Ödeme alamama risk skoru”muz, firmaların ödeme alamama konusunda giderek daha fazla endişe duyduğunu ortaya koyuyor.
- Gerçeklik kontrolü #3: Finansman ve likidite koşulları hâlâ sıkı. Firmalar için finansman maliyetleri yüksek kalmaya devam edecek. Bu da borçlanma maliyetlerini karşılama ve genel kârlılık üzerindeki baskıyı hafifletme kabiliyetlerine ilişkin endişelerin sürmesine neden olacak. Diğer yandan, finansman imkânlarının sınırlı olması en fazla riske maruz kalan sektörler ve firmalar üzerinde baskı yaratmaya devam edecek. Kırılgan olan bu tip firmaların oranı özellikle İngiltere (yüzde 15), Fransa (yüzde 14), İtalya (yüzde 9) ve Almanya'da (yüzde 7) dikkat çekici seviyelerde kalmaya devam ediyor.
- Gerçeklik kontrolü #4: Yeni işletmeler için ilk gerçek dayanıklılık testi. Salgın sonrası iş kurmadaki hızlanma, 2024'te ticari iflaslardaki 'doğal' artışı tetikleyebilir.. Pandemi sonrası iş kurma sürecindeki hızlanmanın, ticari iflaslardaki 'doğal' artışı daha da artırmasını bekliyoruz. Avrupa'da, yeni iş kayıtları 2021-2023 döneminde 2016-2019 dönemine kıyasla +yüzde 14 daha yüksek oldu. 2024 yılı, yeni firmalar için, özellikle Fransa (+yüzde 47), Hollanda (+yüzde 28) ve Belçika (+yüzde 14) gibi en yeni işletmelerin kurulduğu ülkelerde ilk 'gerçek' dayanıklılık testi olacak. Sektörler açısından bakıldığında ise; yüzde 32ile bilgi/iletişim , yüzde 28 ile taşımacılık/depolama ve yüzde 24 ile emlak/B2B hizmetleri iflaslar açısından izlenmesi gereken sektörler.
- Gerçeklik kontrolü #5: Bazı sektörler istihdam ve ekonominin geneli için daha yüksek risk oluşturuyor. Bu bağlamda inşaat ve gayrimenkul, konaklama, ulaşım ve toptan/perakende sektörlerini yakalamaküzere. Talebin beklenenden daha uzun süre zayıf kalması ve finansman maliyetlerinin de beklenenden daha uzun süre yüksek kalması risklerine en çok maruz kalan sektörler ve firmalardan biri isteğe bağlı harcamaların olduğu sektörler. Yani oteller, restoranlar, turizm gibi temel ihtiyaç olmayan ürünlerin imalatına ve perakende satışına yönelik sektörler. Bir diğeri ise,) inşaat, karayolu taşımacılığı, oteller, restoranlar, sağlık hizmetleri ve belirli iş hizmetleri gibi emek yoğun sektörlerdir. Bu nedenle, 2023 yılında Avrupa ve Asya'daki inşaat ve gayrimenkul sektörlerinde ticari iflaslarda zaten gözle görülür sıçramalar yaşandı. Aynı sektörlerde konjonktürel gerileme ve iş dünyasındaki demografik nedenlerden dolayı iflasların artacak olması bu bölgelerde ulusal ticari iflas sayılarını da yukarı çekecektir. İflasların mevcut hızda devam etmesi, Fransa'da 16.000'den fazla, Birleşik Krallık'ta 7.000'den fazla, Almanya'da 4.000'e yakın ve İtalya'da 2.000’e yakın firmanın iflas etmesi anlamına geliyor.