2025 yılında hazırlıklı olmanız gereken beş ekonomik trend

2025 Yılında Hazırlıklı Olunması Gereken 5 Trend: Temel Ekonomik Sinyallere Göre Yol Alma

11 Aralık 2024

2025 yılı yaklaşırken, işletmeler fırsatlar ve zorlukların bir arada olduğu benzersiz bir görünümle karşı karşıya. Küresel büyümenin 2026 yılına kadar yıllık 2,8% civarında sabit bir hızda devam etmesi beklenirken, şirketlerin stratejik planlarında göz önünde bulundurmaları gereken önemli bölgesel ve ekonomik nüanslar var.

Beş temel ekonomik eğilimi inceleyelim ve bunların işletmeniz için ne anlama gelebileceğine göz atalım.

Özet

  • Enflasyonun 2025 yılı ortalarında %2'ye yaklaşması ve merkez bankalarına faiz oranlarını düşürme imkânı vermesi bekleniyor. Bu da işletme maliyetlerinin azalması ve yatırım fırsatlarının artması anlamına geliyor.
  • ABD küresel büyümeye yön verirken Avrupa'da toparlanma sinyalleri karışık ve Çin’de süregelen zorluklar devam ediyor,işletmelerin bölgelere özel uyum stratejileri geliştirmesi gerekiyor.
  • ABD ve Avrupa'daki şirketlerin, bu bölgelerde gerçekleşebilecek potansiyel vergi artışları ve kemer sıkma politikalarındaki artışlara karşı yani artacak vergi ve finansman maliyetleri için plan yapması gerekiyor.
  • Özellikle perakende ve enerji sektörlerinde artış gösteren iflaslar, risk yönetimi ve nakit akışı planlamasının sağlam şekilde yapılması gerektiğini gösteriyor.
  • Potansiyel ABD korumacılığı ile Ukrayna ve Orta Doğu'daki çatışmalar küresel ticareti tehdit ediyor.  Çeşitlendirilmiş tedarik zincirleri buna ilişkin riskleri azaltmaya yardımcı olabilir.
Şirketlerin geleceği kontrol etmelerine yardım ediyoruz. İşinizi, ticari istihbaratımızın gücüyle karlı bir şekilde büyütebilirsiniz.

Yıllarca süren yüksek enflasyon ardından bazı iyi haberler var: Enflasyon oranlarının 2025 yılı ortalarında yüzde 2 civarında istikrar kazanması bekleniyor. Bu değişim, merkez bankalarının faiz oranlarını kademeli olarak düşürmesine olanak sağlayarak, işletme maliyetlerinin hafiflemesine ve yatırımlar için yeni kapıların aralanmasına izin verebilir. İşletmeniz yüksek enflasyon nedeniyle sıkı bütçeler ve sıkışmış karlarla mücadele ettiyse, bu istikrar size bir nefes aldırabilir.

Bu durum özellikle imalat ve ulaşım gibi enerji maliyetlerine duyarlı sektörler için memnuniyet verici. Petrol fiyatlarının 2026 yılına kadar varil başına 80 ABD Dolarının altında kalacağı tahmin ediliyor. Bu istikrar, bütçe yapmayı kolaylaştırabilir ve finansal planlamaya yardımcı olabilir.

Gelişmekte olan piyasalar da bu durumdan faydalanabilir. Daha düşük enflasyon ve faiz oranlarıyla gelişmekte olan ekonomiler daha fazla yatırım çekebilir ve yeni büyüme alanları yaratabilir. Genel olarak, enflasyonun gerilemesi iş ortamını daha elverişli hale getirecektir.

Küresel büyüme istikrarlı olabilir, ancak tekdüze değil. ABD, küresel ekonominin temel itici gücü olmaya devam ediyor. Başkan seçilen Donald Trump'ın ABD seçimlerindeki zaferi ülkenin büyüme tahminlerinde önemli bir değişiklik yaratmadı. ABD’de ekonominin 2025 yılında yüzde 1,9 ve 2026 yılında yüzde 2,3 büyümesi öngörülüyor. Güçlü hane halkı tasarrufları ve sağlam kurumsal finansman, ABD'nin ciddi bir durgunluktan kaçınarak "yumuşak iniş"i hedefleyebilmesine yardımcı oluyor.

Ancak, ABD'de ücretlerin daha yavaş artması tüketici harcamalarının azalmasına yol açabilir. İşletmeniz perakende gibi tüketiciye yönelik sektörlerde faaliyet gösteriyorsa, rekabetçi kalmak için stratejilerinizi ayarlamanız gerekebilir.

Avrupa'da görünüm karışık. Büyüme kademeli olarak iyileşiyor ve 2025-26 dönemi için yüzde 1,34'lük bir artış bekleniyor. Ancak, Almanya'da durgunluk 2024 yılının sonuna kadar sürecek ve bölgeyi etkilemeye devam edecek. Tedarik zincirindeki aksaklıklar ve Almanya'dan gelen talebin azalması Avrupa genelinde dalgalanma etkisi yaratabilir. Olumlu taraftan bakıldığında, düşük enflasyon ve destekleyici para politikaları belirli pazarlarda fırsatlar yaratabilir.

Çin, hükümetin yönetmeye çalıştığı emlak krizi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya. Büyümenin 2024 yılında yaklaşık yüzde 5'e, 2025’te yüzde 4,6’ya ve 2026 yılında ise  yüzde 4,2'ye ulaşması beklenirken, durum ihtiyatlı bir iyimserlik gerektiriyor. Çin'de genişlemeyi veya faaliyet göstermeyi düşünüyorsanız, bu sorunlardan daha az etkilenen belirli sektörlere odaklanmak akıllıca olabilir.

Önümüzdeki dönemde işletmeler için herkese uyan tek bir strateji yeterli olmayacak. 2025 yılında başarılı olmak için stratejilerin her bölgenin kendine özgü koşullarına göre uyarlanması gerekecek.

Hükümet bütçeleri zorlanıyor ve buna ilişkin olarak özellikle ABD ve Avrupa'da kemer sıkma politikaları ve daha sıkı mali politikalar yolda. Vergi artışlarının yanı sıra merkez bankalarının politikalarını sıkılaştırmaya devam etmesiyle daha yüksek finansman maliyetleri de olası. Bu değişiklikler kurumsal harcamaları etkileyebilir ve işletmeniz daha elverişli mali politikalara sahip sektörleri veya bölgeleri değerlendirmek isteyebilir.

Örneğin, Fransa bütçe açıklarını gidermek için kurumlar vergisini artırabilir. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırmaya gitmesi işletmeler için borçlanma maliyetlerinin artmasına yol açabilir. ABD'de de benzer bir mali sıkılaştırma, vergilerin artmasına ve hükümet harcamalarının azalmasına neden olabilir. Bu ortam, operasyonel maliyetleri artırarak ve tüketici harcama alışkanlıklarını değiştirerek işletmenizi etkileyebilir.

Hazırlıklı olmak için daha yüksek vergilere yönelik planlama yapmayı ve daha az etkilenmesi muhtemel bölgeleri veya sektörleri keşfetmeyi düşünebilirsiniz. Vergi planlamasına ve mali yönetime proaktif bir yaklaşım bu zorlukların bazılarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Kurumsal iflaslar artıyor ve 2024 yılında yüzde11, 2025 yılında ise yüzde 2'lik bir artış bekleniyor. Yüksek maliyetler ve değişen tüketici davranışları nedeniyle özellikle perakende ve enerji gibi sektörler bu durumdan etkileniyor.

ABD'de 2024 yılının ilk üç çeyreğinde kaydedilen yıllık yüzde 28'lik artış ve dördüncü çeyrek için öngörülen yukarı yönlü gidişatla iflaslar hızlanıyor. Batı Avrupa'da, özellikle Hollanda, İsveç, Avusturya, İrlanda ve Almanya gibi ülkelerde benzer eğilimler var. Macaristan, Güney Afrika ve Hindistan gibi gelişmekte olan pazarlarda iflaslar nispeten istikrarlı kalırken, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki iflas seviyeleri pandemi öncesi seviyeleri aştı.

İşletmelerin dayanıklılığını korumayabilmesi için nakit akışı yönetimine odaklanması ve özellikle yüksek riskli sektörlerdeki işletmelerle ortaklık kurarken kapsamlı risk değerlendirmeleri yapması önemli.

Jeopolitik belirsizlik, küresel ayak izi olan işletmeler için en önemli endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Potansiyel ABD korumacılığından Ukrayna ve Orta Doğu gibi bölgelerdeki çatışmalara kadar bu riskler tedarik zincirlerini etkileyebilir ve maliyetleri artırabilir. Bu belirsizliklerin küresel büyümeyi yüzde 1,5 puana kadar azaltacağı ve enflasyona yüzde bir puan ekleyeceği tahmin ediliyor.

Donald Trump'ın ABD başkanı olarak geri dönmesi ticaret savaşlarını yeniden alevlendirebilir ve bu durumdan en olumsuz etkilenebilecek bölgeler Çin ve Avrupa olacaktır. Uzmanlarımız 2025-26 yıllarında 67 milyar dolarlık ihracatın risk altında olabileceğini tahmin ediyor. Trump döneminde yeniden devreye giren ancak sınırlı kalacak bir ticaret savaşı, küresel ticaret büyümesinin yüzde 0,6 puan yavaşlamasına neden olabilir. Çin'e yüzde 60 ve dünyanın geri kalanına yüzde 10 gümrük vergisi uygulanmasını içeren topyekûn bir ticaret savaşı ise küresel ticaret büyümesini yüzde 2,4 puana kadar düşürebilir.

Tedarik zincirlerini çeşitlendirmek ve siyasi gelişmelerin anlık nabzını tutmak şirketlerin bu belirsizliği aşmasına yardımcı olabilir. Acil durumlara adapte olabilecek yapıya ve acil durum planlarına sahip olmak işletmenizin değişen koşullara etkili bir şekilde uyum sağlamasına yardımcı olabilir.

Belirsizliğin yüksek olduğu bir ekonomik ortamda, güvenilir bir iş ortağı işletmeniz için büyük fark yaratabilir. Allianz Trade, işletmenizin; riskleri yönetmesine, dayanıklılığını geliştirmesine ve 2025 ve sonrasında büyümeye hazırlanmasına yardımcı olacak özel ticari alacak sigortası çözümleri sunar.

Allianz Trade'in en yeni içeriklerini, alacak ve risk yönetimine yönelik ipucu derlemelerini, ekonomik araştırmalarını Ticaret Hattı'na abone olarak takip edebilir, güncellemeleri mail olarak alabilirsiniz.
Şirketler şüpheli alacak riski olmadan uluslararası ticaret ağlarını nasıl güvenle genişletebilir? Şirketler ihracatlarını büyütmeyi hedefleseler de uluslararası müşteriler edinmenin getireceği risklere karşı kendilerini korumaları gerekiyor. İşte, alacak sigortası gerekli öngörüyü sağlıyor. 
allianz trade yurtiçi ve ihracat alacak yönetimi

Allianz Trade olarak ticari alacak sigortasında dünya lideri ve kefalet sigortasında önde gelen iş ortağıyız. Ticari istihbarat gücümüzle, şirketlerin ticari ve kredi risklerini bugünden öngörerek nakit akışlarını koruyor ve sürdürülebilir şekilde, güvenle ticaret yapmalarını sağlıyoruz. Dünya genelinde farklı sektörlerden gelen şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için sigorta, teminat ve garanti gibi çeşitli finansal ürünler ve hizmetler sunuyoruz. Şirketlerin bir yandan güvenle ticaret yaparken bir yandan da yeni pazarlara açılmalarında onlara rehberlik ediyor, yol gösterici oluyoruz. Bu iş ortaklığı sayesinde, firmalar kredibilite değerlendirmesi başta olmak üzere; fatura ödenmeme riskinin bertaraf edilmesi, olası hasar durumlarında tahsilat ve yasal takip süreçleri gibi hizmetlerimizden yararlanabiliyor.

Küresel ticarette güven duyulan bir şirket olarak, işletmelere ve ülke ekonomisine  sürdürülebilir bir büyüme sağlama konusunda kritik bir rol üstleniyoruz. Allianz Trade olarak alacak tahsilatı konusundaki yetkinliğimiz, hizmet ağımız ve ticari alacak sigortası sayesinde  şirketlerin ticaret yaptıkları her alanda bir adım önde olmalarını sağlıyoruz. 83 milyondan fazla şirketin finansal takibini gerçekleştiriyor, 70 binden fazla müşterilerimizden gelen günlük 22 bin limit talebine cevap veriyoruz. Risk Veri Tabanı ve teknolojik altyapımızla desteklenen güçlü erken uyarı sistemimiz sayesinde detaylı bir risk yönetimi sunuyoruz.  Şirketlerin ticaret yapacakları potansiyel müşterilerinin risk analizini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirirken, sigortalanmış faturalarla kesintisiz, istikrarlı nakit akışı sağlıyoruz.